Merhaba!
Daha önce bir yazımda “delirmek
belirmektir.” demiştim. Bu aslında Can Bonomo’ya ait bir söz. Hatta şiir
kitabının adı… Ama çok sevdim bu sözü, sanırım bu kadar az kelimeyle kurulmuş en
doğru, en gerçek söz bu.
Herkes gibi benim de var delirip
belirmiş kahramanlarım: Edgar Allan Poe, Salvador Dali ve de-bilmeyenler için
sizi çok şaşırtacak belki ama- Karacaoğlan.
Zekalarına, deliliklerine hasta
olduğum bu adamların, kahramanlarımın yani, kahramanları var…. Sissy, Gala ve
Elif. Onların hayatına iz vuran bu kadınlar, onların hayatlarının kahramanı.
Belki de oldukları kişi.
Onlar benim için sanatları için yaptıkları ile, ne kadar eleştirilirseler de sanatlarından vazgeçmedikleri için kahramanım benim.
Size güzel aşk hikayeleri
anlatmayacağım, delilerin güzel aşkları olmaz. Delilerin deli aşkları, onu da
sen ben gibi normal insanlar anlamaz.
Size bu yazı için Edgar Allan ve
Sissy’nin hikayesini anlatacağım. Eğer isterseniz bir gün diğer güzel kadınlara
da sıra gelir.
KIZ KARDEŞ GİBİ
Edgar Allan Poe deyince aklınıza
neler çağrıştığını az çok tahmin edebiliyorum: Kuzgun, Annabel Lee, Morg Sokağı
Cinayetleri…
Bir de ben size kısa bir özet
geçeyim bu kendi çağında kabul görememiş adamı, hem de onun bir şiiriyle:
“Başkaları gibi
değildim çocukluktan beri,
Görmedim başkalarının
gördüğü gibi-
Ortak bir pınardan
almadım tutkularımı,
Aynı kaynaktan
almadım kederimi.
Uyandıramadım
yüreğimi sevince aynı seste
Ve sevdiğim her şeyi
yalnız sevdim.
…”
Daha devam eden şiirinin bu giriş
dizelerinde aslında anlatıyor Poe nasıl biri olduğunu bize.
Poe, çocukluğundan beri zor bir
hayat geçirmiştir. Üç çocuklu gezgin tiyatrocu bir ailenin ikinci çocuğu olan
Poe, Boston’da dünyaya geldikten bir yıl sonra babası David evi terk etmiştir.
Annesi ise bir sonraki seneye veremden ölmüştür. John Allan diye Virjinyalı bir
tüccar onu evlat edindi fakat John Allan, Edgar’ı asla sevmedi. Ona kendi
soyadını vermek istemedi. Edgar, Allan’ı sadece ikinci isim olarak kullandı.
Edgar Allan Poe
İyi bir eğitim gören Edgar,
Virjinya’ya geri dönüp Virjinya Üniversitesine kaydoldu ama alkol alışkanlığına
eklediği kumar alışkanlığı ona borç olarak geri dönünce, zaten ondan pek hoşnut
olmayan üvey babası John ile arası iyice açıldı. Bunun üzerine Poe bir balataya
sap olma ümidiyle orduya yazıldı fakat yine kötü alışkanlıkları yüzünden
atıldı. Ordudan ayrılmasından dört ay sonra teyzesi Maria Poe Clemm’in yanına
gitti.
Ve 21 yaşındaki Poe, henüz 7
yaşında olan kuzeni Virginia Eliza Clemm’i ilk defa gördü.
Dört yıl sonra Poe, teyzesinin
yanına temelli taşındı. O zaman Poe 25, Virginia Eliza Clemm ise 11 yaşındaydı.
Genç Poe komşuları olan Mary Devereaux’a aşık olmuştu, öyle ki minik kuzeni
Virginia Eliza dönemin “whatsapp”ı özelliğini göstermiş, ikili arasında
mektuptan tutun da Mary’nin saçından bir bukleye kadar her şeyi birbirlerine
iletmede görevli bir aracı olmuştu.
Bir süre sonra teyzesinin ve
Virgina’nın abisinin ölümü ile küçük Virginia’ya bakmak amacıyla işe girmek
için Poe başka bir şehre taşındı. Ve Poe’nun bir diğer kuzeni (tabii o dönemler
herkes en az yedi sekiz tane doğurduğu için aile geniş.) Neilson, Poe’nun
Virginia’a aşık olduğunu öğrendi. Bu sürede Poe 27, Virginia 13 yaşındaydı.
Neilson her aklıselim insan gibi
bu aşka karşı çıktı ve Virginia’yı, Poe’dan uzaklaştırmaya ant içti. Poe ile
birbirlerine hakaret dolu mektuplar yazdılar, fakat Poe hiç beklenmeyen bir
hareket yaptı: Eski aşkı komşu Mary’ye bir mektup yazdı! Bu mektupta Virgina
Eliza Clemm’e deli gibi aşık olduğunu, “yazarken göz yaşlarından göremez
olduğunu”, Virgina ile evlenmek istediğini ve kararı Virginia’ya bıraktığını
belirtti.
Yani bir nevi “Ben seni severken Virginia
hep mektup getir götür işlerini yaptı, şimdi sıra sende Mary Hanım!” demekti
bu. Ve Mary, mektubu Virginia’ya verdi. (Çok pis pedofilik olaylar dönüyor.)
Ve tahmin edin ne oldu… Virgina,
Poe ile evlenmeyi kabul etti! Tabii 13 yaşında olduğu için evlenmesi mümkün
değildi, bu yüzden resmi belgelerde yaşı büyültülerek 21 olarak gösterildi.
Çift sessiz bir törenle evlendi. Sessiz olmasına şaşmamak gerek, çünkü insanlar
biri çocuk olan iki kuzenin evlenmesine çok hoş bakmamaktaydı. (Eh doğal
olarak.)
“Dünya üzerinde benim
tatlı küçük karımdan daha güzel bir canlı tanımıyorum…
- Edgar Allan Poe”
Fakat bu evliliğin enteresanlığı
daha burada bitmedi! Poe, Virginia’ya İngilizce “kız kardeş” kelimesinin
kısaltması olan “Sissy” ya da “Sis” (Çoğunlukla Sissy) diye sesleniyordu.
Ve hazır olun, Poe’ya sapık
damgası vurmadan önce bilmeniz gereken bir şey daha var: Evliliklerinin ilk iki
yılı ayrı yataklarda uyumuşlardır, Virginia 16 yaşına basınca yataklarını
birleştirmişlerdir. Ve en garibi şudur, Virginia öldüğünde bakiredir!
Bütün bunların yanında çift,
edebiyat ortamlarında ve de arkadaş ortamlarında çok yakıştırılan, saf aşkın
sembolü olmuştur. (Nereden nereye!). Virginia, Edgar’a hayrandır. 23
yaşındayken bir sevgililer gününde Edgar için bir akrostiş şiir bile yazmıştır.
Bu şiir biraz acı doludur, çünkü Virginia 23 yaşında verem olur (Piyano çalıp
şarkı söylerken ağzından kan gelir, Poe ise onun yalnızca damarının çatladığını
düşünür. Sağlığı giderek kötüler ve Virginia yatalak hale gelir.), öleceğini
düşündüğü için aşık bir kadının yapıp yapabileceği en zor şeyi yapar, Edgar ile
evli olan kadın şair Frances Sargent Osgood arasında bir aşk olması için
çabalar. Osgood’u evlerine davet eder, Osgood aşkı da Edgar’a iyi gelmiş
olmalıdır ki o dönem içkiyi bırakır. Fakat bu yasak aşk çok çabuk duyulur.
Virginia’nın şiiri ise şöyledir:
“Seninle hiç gezmemiş
gibi gezmek istiyorum,
Sevgilim, hayatım
senindir.
Evimde bana bir yaz
Ve bir de zengin
yaşlı bir asma ver.
Onun aşkı ve günahı
ile dünyam değişti.
Ve pek çok ağızda
dedikodu oldu…
Birbirimizin oldukça,
aşkımız bize rehberlik edecek.
Aşk benim zayıflamış
ciğerlerimi iyileştirmeli
Ve beraber sakin
saatler geçireceğiz
Asla başkalarının
görmesini istemedim.
Hiçbir şeyi
düşünmeden her şey kolay olacak…
Neşeli şarkımızla
huzurlu ve keyifli olacağız.
-Virginia Eliza Clemm
Poe”
Sizi bilemem ama yüreğim cıs
etti. “Onun aşkı ve günahı ile dünyam değişti.” derken Virginia neyi kast
ediyordu acaba? “Bana olan aşkı ile evliliğimiz ve Osgood ile olan günahı” mı?
Yoksa “Yaşımızdan dolayı olan günah ama bana olan aşkı” mı? “Ve pek çok ağızda
dedikodu oldu” derken Osgood olayının aşırı patlak vermesine gönderme olduğu kesin.
Fakat, buna rağmen Virginia ne Poe’nun ondan ne de onun Poe’dan vazgeçemiyor
olduğunu biliyor olmalı ki “Birbirimizin oldukça aşkımız bize rehberlik edecek”
demiş. Gene Osgood’a gönderme olarak da “Asla başkalarının görmesini istemedim”
demiş. Kendi teşviki bile olsa gurur sonuçta, kim bunun bilinmesini ister ki?
Frances Sargent Osgood
Poe için Osgood gerçek bir aşk
değildi, derin depresyonunda kafayı sıyırmaması için Virginia tarafından verilen
bir hediyeydi. Hastalığın ara sıra düzeltme belirtileri gösterir gibi olması
fakat giderek kötülemesi Poe’yu iyice karanlığa sürükler. Arkadaşı John
Ingram'a yazdığı bir mektupta Poe, bunların yol açtığı ruh halini şöyle tarif
etmiştir:
"Her seferinde
ölümünün tüm ızdıraplarını çekiyorum ve rahatsızlığı her arttığında onu daha da
çok seviyor ve yaşamına daha umutsuz bir inatla bağlanıyorum.
Ama ben doğuştan çok
olağandışı derecede hassas ve gerginim.
Deliriyorum, uzun aralıklı ve berbat aklı
başında dönemler geçirerek.
-Edgar Allan Poe"
Bir diğer yandan ise hastalığı
hakkında Virginia şunu dile getirmiştir:
“Biliyorum yakında
öleceğim, biliyorum iyileşemeyeceğim; ama mümkün olduğunca mutlu olmak ve
Edgar'ı mutlu etmek istiyorum.
-Virginia Eliza Clemm
Poe”
Bunun haricinde bir gün öldüğünde
kocasının koruyucu meleği olacağına dair Edgar’a söz verdi.
Fakat bunlar daha iyi günleridir.
Dönemin bir diğer kadın şairi Elizabeth F. Ellet, Poe'ya aşık oldu ve Osgood'u
kıskandı. Virginia ölüm döşeğinde olduğu için, onu pek kıskanmıyordu. Ellet
kelimenin tam manasıyla kindar bir şırfıntıydı, fakat Poe da az şerefsiz
değildi ki Osgood’u Ellet ile aldattı. Fakat daha sonra Ellet’in arkasından “onun
bu nahoş aşkını küçümseyerek reddettiğini” söyledi. Bunu duyan Ellet küplere
bindi ve whatsapp mesajlarını ss alıp ayrıldıktan sonra sevgilisinin burnundan
getiren kız edasıyla Edgar Allan Poe’nun kendisine yazmış olduğu aşk
mektuplarındaki şiirleri yayımlattı. Bu da yetmezmiş gibi iki manyak olan Poe
ve Ellet nefretten doğan yeni bir aşk yaşadılar, Ellet, Poe’nun evinde Osgood’un
aşk mektuplarını gördü. Osgood’un evini bastı ve ondan mektuplarını geri
almasını, Edgar’ın ona yazdığı mektupları görmesini falan söyledi. Poe ve Ellet
kavga etti. Çift ayrıldı. Poe, Ellet’ın ona yazdığı tüm mektupları ona geri
yolladı. (Kimin eli kimin cebinde, yemin ediyorum 4 sezonluk Brazilya dizisi
garanti!)
Elizabeth F. Ellet
Fakat Ellet, Poe ile uğraşmayı
kafasına koymuştu. Hemen asker olan erkek kardeşine, Poe ona mektuplarını geri
verdiği halde “Poe’nun ona mektuplarını geri vermediğini” söyledi. Asker kardeş
de haliyle Poe’yu öldürmekle tehdit etti. (Ellet tam bir orospusun, seni kız
kardeşlik kurumunun dışında tutuyorum.) Poe kendisini korumak için bir
arkadaşından tabanca istedi. Fakat arkadaşı da arkadaşmış ha, Poe’ya değil
Ellet’e inandı! Poe ve arkadaşı yumruk yumruğa bir kavgaya girdi. Daha sonra
ikisi de kavgayı kendilerinin kazanacağını iddia edecekti. (Koskoca şair
adamlarsınız, yakışıyor mu lan size?)
Bu arada Edgar’ın bağımlılıkları
yeniden başladı. Skandallar yüzünden çalıştığı dergiden de kovulmuştu. Virginia’nın
durumu da Ellet yüzünden daha kötüye gidiyordu. Zavallı kadın ölüm
döşeğindeydi. Bir rivayete göre parasızlıktan evlerindeki sobayı bile
yakamayacak duruma gelmişlerdi, Virginia ısınmak için evin kedisine sarılıp
uyuyordu.
Virginia hayata gözlerini yumdu.
Acılar içinde ölürken son sözü şu oldu: “Ellet yüzünden! Ellet benim
katilimdir!” (Virgina sen de keşke biraz kocanın çükünü sorumlu tutsaymışsın be
güzelim ya.)
Osgood'un kocası devreye girerek Ellet'ı,
sarfettiği sözler için özür dilemediği takdirde dava etmekle tehdit etti. Ellet
Osgood'a "Bayan Poe tarafından bana gösterilen, Poe'nun kendisinin
düzenlediği sahte bir mektup olmalı" ifadelerini içeren bir mektup yazarak
sözlerini geri aldı. (Kaşar bir de suçu bizim esas Poe çiftine atıyor.) Ellet,
olayın Poe "taşkın ve deliliğe meyilli" biri olduğu için yaşandığını
öne sürdü. Ellet Poe'nun deliliğine ilişkin dedikoduyu yaydı ki bu dedikodu,
Poe'nun diğer düşmanları tarafından da devam ettirildi ve gazetelerde yer aldı.
St. Louis Reveille şöyle yazdı: "New York'ta şair ve yazar Bay Edgar A.
Poe'nun akıl hastası olduğu ve arkadaşları tarafından Dr. Brigham kontrolünde
Utica'daki Akıl Hastanesi'ne yatırılacağına ilişkin bir dedikodu
dolaşmaktadır." Skandal ancak Osgood kocasıyla yeniden bir araya geldiği
zaman yatıştı.
Virginia Eliza Clemm Poe’nun bilinen
tek bir tane resmi vardır. Bu resim de öldükten altı saat kadar sonra çizilmiş
bir resmidir.
Virginia Eliza Clemm Poe
Edgar, biricik “Sissy”si anısına
çokça şiir yazmıştır. Bunlardan en meşhuru Annabel Lee’dir. (Şiir bir erkeğin dilinden
bakire olarak ölen gelinine yazılmıştır.)
Türkçe’ye en iyi çevirisi Melih
Cevdet Anday’a ait olan şiir şöyledir (Kırmızı renk yaptığım yerlere dikkatli
bakarsanız buram buram Virginia’yı göreceksiniz.) :
“Senelerce, senelerce
evveldi;
Bir deniz ülkesinde
Yaşayan bir kız
vardı, bileceksiniz ,
İsmi Annabel Lee;
Hiçbir şey düşünmezdi
sevilmekten
Sevmekten başka beni…
*
O çocuk, ben çocuk;
memleketimiz
O deniz ülkesiydi,
Sevdalı değil,
karasevdalıydık
Ben ve Annabel Lee;
Göklerde uçan
melekler bile
Kıskanırlardı bizi…
*
Bir gün, işte bu
yüzden göze geldi
O deniz ülkesinde,
Üşüdü rüzgârından bir
bulutun
Güzelim Annabel Lee;
Götürdüler el üstünde
Koyup gittiler beni.
*
Mezarı oradadır
şimdi,
O deniz ülkesinde…
*
Biz daha bahtiyardık
meleklerden,
Onlar kıskandı bizi.
Evet! Bu yüzden
şahidimdir herkes
Ve deniz ülkesi…
Bir gece bulutunun
rüzgârından
Üşüdü gitti Annabel
Lee…
*
Sevdadan yana kim
olursa olsun,
Yaşça başca ileri ,
Geçemezlerdi bizi;
Ne yedi kat gökdeki
melekler,
Ne deniz dibi
cinleri,
Hiçbiri ayıramaz beni
senden
Güzelim Annabel Lee;
Ay gelip ışır,
hayalin irişir
Güzelim Annabel Lee;
Bu yıldızlar gözlerin
gibi parlar
Güzelim Annabel Lee;
Orda gecelerim,
uzanır beklerim
Sevgilim, sevgilim,
hayatım, gelinim
O azgın sahildeki
Yattığın yerde seni…”
-------
Not: Yazının Virginia ve o hayatta olduğu süre içerisinde
yaşanan şeyleri içermesini istediğim için Poe’nun Virginia’dan önceki nişanlısı
şair Sarah Helen Whitman’la olan ilişkisine değinmedim. (Onun için To Helen’i
yazmıştır.) Ayrıca Poe’nun sonraki hayatına ve ölümüne de değinmedim. Buruk bir
aşk yazısıydı, öyle kalsın istedim. İlgilenenler bu konuları da internetten
araştırabilir.
Bu da Edgar Allan Poe kankim ile ben.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder