1 Mart 2016 Salı

YAŞAYAN BİR KIZ VARDI, BİLECEKSİNİZ, İSMİ...


Merhaba!

Daha önce bir yazımda “delirmek belirmektir.” demiştim. Bu aslında Can Bonomo’ya ait bir söz. Hatta şiir kitabının adı… Ama çok sevdim bu sözü, sanırım bu kadar az kelimeyle kurulmuş en doğru, en gerçek söz bu.

Herkes gibi benim de var delirip belirmiş kahramanlarım: Edgar Allan Poe, Salvador Dali ve de-bilmeyenler için sizi çok şaşırtacak belki ama- Karacaoğlan.

Zekalarına, deliliklerine hasta olduğum bu adamların, kahramanlarımın yani, kahramanları var…. Sissy, Gala ve Elif. Onların hayatına iz vuran bu kadınlar, onların hayatlarının kahramanı. Belki de oldukları kişi.

Onlar benim için sanatları için yaptıkları ile, ne kadar eleştirilirseler de sanatlarından vazgeçmedikleri için kahramanım benim.

Size güzel aşk hikayeleri anlatmayacağım, delilerin güzel aşkları olmaz. Delilerin deli aşkları, onu da sen ben gibi normal insanlar anlamaz.

Size bu yazı için Edgar Allan ve Sissy’nin hikayesini anlatacağım. Eğer isterseniz bir gün diğer güzel kadınlara da sıra gelir.


KIZ KARDEŞ GİBİ

Edgar Allan Poe deyince aklınıza neler çağrıştığını az çok tahmin edebiliyorum: Kuzgun, Annabel Lee, Morg Sokağı Cinayetleri…

Bir de ben size kısa bir özet geçeyim bu kendi çağında kabul görememiş adamı, hem de onun bir şiiriyle:



“Başkaları gibi değildim çocukluktan beri,
Görmedim başkalarının gördüğü gibi-
Ortak bir pınardan almadım tutkularımı,
Aynı kaynaktan almadım kederimi.
Uyandıramadım yüreğimi sevince aynı seste
Ve sevdiğim her şeyi yalnız sevdim.
…”




Daha devam eden şiirinin bu giriş dizelerinde aslında anlatıyor Poe nasıl biri olduğunu bize.

Poe, çocukluğundan beri zor bir hayat geçirmiştir. Üç çocuklu gezgin tiyatrocu bir ailenin ikinci çocuğu olan Poe, Boston’da dünyaya geldikten bir yıl sonra babası David evi terk etmiştir. Annesi ise bir sonraki seneye veremden ölmüştür. John Allan diye Virjinyalı bir tüccar onu evlat edindi fakat John Allan, Edgar’ı asla sevmedi. Ona kendi soyadını vermek istemedi. Edgar, Allan’ı sadece ikinci isim olarak kullandı.

                                        Edgar Allan Poe

İyi bir eğitim gören Edgar, Virjinya’ya geri dönüp Virjinya Üniversitesine kaydoldu ama alkol alışkanlığına eklediği kumar alışkanlığı ona borç olarak geri dönünce, zaten ondan pek hoşnut olmayan üvey babası John ile arası iyice açıldı. Bunun üzerine Poe bir balataya sap olma ümidiyle orduya yazıldı fakat yine kötü alışkanlıkları yüzünden atıldı. Ordudan ayrılmasından dört ay sonra teyzesi Maria Poe Clemm’in yanına gitti.

Ve 21 yaşındaki Poe, henüz 7 yaşında olan kuzeni Virginia Eliza Clemm’i ilk defa gördü.

Dört yıl sonra Poe, teyzesinin yanına temelli taşındı. O zaman Poe 25, Virginia Eliza Clemm ise 11 yaşındaydı. Genç Poe komşuları olan Mary Devereaux’a aşık olmuştu, öyle ki minik kuzeni Virginia Eliza dönemin “whatsapp”ı özelliğini göstermiş, ikili arasında mektuptan tutun da Mary’nin saçından bir bukleye kadar her şeyi birbirlerine iletmede görevli bir aracı olmuştu.

Bir süre sonra teyzesinin ve Virgina’nın abisinin ölümü ile küçük Virginia’ya bakmak amacıyla işe girmek için Poe başka bir şehre taşındı. Ve Poe’nun bir diğer kuzeni (tabii o dönemler herkes en az yedi sekiz tane doğurduğu için aile geniş.) Neilson, Poe’nun Virginia’a aşık olduğunu öğrendi. Bu sürede Poe 27, Virginia 13 yaşındaydı.

Neilson her aklıselim insan gibi bu aşka karşı çıktı ve Virginia’yı, Poe’dan uzaklaştırmaya ant içti. Poe ile birbirlerine hakaret dolu mektuplar yazdılar, fakat Poe hiç beklenmeyen bir hareket yaptı: Eski aşkı komşu Mary’ye bir mektup yazdı! Bu mektupta Virgina Eliza Clemm’e deli gibi aşık olduğunu, “yazarken göz yaşlarından göremez olduğunu”, Virgina ile evlenmek istediğini ve kararı Virginia’ya bıraktığını belirtti.

Yani bir nevi “Ben seni severken Virginia hep mektup getir götür işlerini yaptı, şimdi sıra sende Mary Hanım!” demekti bu. Ve Mary, mektubu Virginia’ya verdi. (Çok pis pedofilik olaylar dönüyor.)

Ve tahmin edin ne oldu… Virgina, Poe ile evlenmeyi kabul etti! Tabii 13 yaşında olduğu için evlenmesi mümkün değildi, bu yüzden resmi belgelerde yaşı büyültülerek 21 olarak gösterildi. Çift sessiz bir törenle evlendi. Sessiz olmasına şaşmamak gerek, çünkü insanlar biri çocuk olan iki kuzenin evlenmesine çok hoş bakmamaktaydı. (Eh doğal olarak.)




“Dünya üzerinde benim tatlı küçük karımdan daha güzel bir canlı tanımıyorum…
- Edgar Allan Poe”





Fakat bu evliliğin enteresanlığı daha burada bitmedi! Poe, Virginia’ya İngilizce “kız kardeş” kelimesinin kısaltması olan “Sissy” ya da “Sis” (Çoğunlukla Sissy) diye sesleniyordu.

Ve hazır olun, Poe’ya sapık damgası vurmadan önce bilmeniz gereken bir şey daha var: Evliliklerinin ilk iki yılı ayrı yataklarda uyumuşlardır, Virginia 16 yaşına basınca yataklarını birleştirmişlerdir. Ve en garibi şudur, Virginia öldüğünde bakiredir!


Bütün bunların yanında çift, edebiyat ortamlarında ve de arkadaş ortamlarında çok yakıştırılan, saf aşkın sembolü olmuştur. (Nereden nereye!). Virginia, Edgar’a hayrandır. 23 yaşındayken bir sevgililer gününde Edgar için bir akrostiş şiir bile yazmıştır. Bu şiir biraz acı doludur, çünkü Virginia 23 yaşında verem olur (Piyano çalıp şarkı söylerken ağzından kan gelir, Poe ise onun yalnızca damarının çatladığını düşünür. Sağlığı giderek kötüler ve Virginia yatalak hale gelir.), öleceğini düşündüğü için aşık bir kadının yapıp yapabileceği en zor şeyi yapar, Edgar ile evli olan kadın şair Frances Sargent Osgood arasında bir aşk olması için çabalar. Osgood’u evlerine davet eder, Osgood aşkı da Edgar’a iyi gelmiş olmalıdır ki o dönem içkiyi bırakır. Fakat bu yasak aşk çok çabuk duyulur.

Virginia’nın şiiri ise şöyledir:




“Seninle hiç gezmemiş gibi gezmek istiyorum,
Sevgilim, hayatım senindir.
Evimde bana bir yaz
Ve bir de zengin yaşlı bir asma ver.
Onun aşkı ve günahı ile dünyam değişti.
Ve pek çok ağızda dedikodu oldu…
Birbirimizin oldukça, aşkımız bize rehberlik edecek.
Aşk benim zayıflamış ciğerlerimi iyileştirmeli
Ve beraber sakin saatler geçireceğiz
Asla başkalarının görmesini istemedim.
Hiçbir şeyi düşünmeden her şey kolay olacak…
Neşeli şarkımızla huzurlu ve keyifli olacağız.

-Virginia Eliza Clemm Poe”






Sizi bilemem ama yüreğim cıs etti. “Onun aşkı ve günahı ile dünyam değişti.” derken Virginia neyi kast ediyordu acaba? “Bana olan aşkı ile evliliğimiz ve Osgood ile olan günahı” mı? Yoksa “Yaşımızdan dolayı olan günah ama bana olan aşkı” mı? “Ve pek çok ağızda dedikodu oldu” derken Osgood olayının aşırı patlak vermesine gönderme olduğu kesin. Fakat, buna rağmen Virginia ne Poe’nun ondan ne de onun Poe’dan vazgeçemiyor olduğunu biliyor olmalı ki “Birbirimizin oldukça aşkımız bize rehberlik edecek” demiş. Gene Osgood’a gönderme olarak da “Asla başkalarının görmesini istemedim” demiş. Kendi teşviki bile olsa gurur sonuçta, kim bunun bilinmesini ister ki?



                                       Frances Sargent Osgood


Poe için Osgood gerçek bir aşk değildi, derin depresyonunda kafayı sıyırmaması için Virginia tarafından verilen bir hediyeydi. Hastalığın ara sıra düzeltme belirtileri gösterir gibi olması fakat giderek kötülemesi Poe’yu iyice karanlığa sürükler. Arkadaşı John Ingram'a yazdığı bir mektupta Poe, bunların yol açtığı ruh halini şöyle tarif etmiştir:




"Her seferinde ölümünün tüm ızdıraplarını çekiyorum ve rahatsızlığı her arttığında onu daha da çok seviyor ve yaşamına daha umutsuz bir inatla bağlanıyorum.
Ama ben doğuştan çok olağandışı derecede hassas ve gerginim.
 Deliriyorum, uzun aralıklı ve berbat aklı başında dönemler geçirerek.
-Edgar Allan Poe"




Bir diğer yandan ise hastalığı hakkında Virginia şunu dile getirmiştir:




“Biliyorum yakında öleceğim, biliyorum iyileşemeyeceğim; ama mümkün olduğunca mutlu olmak ve Edgar'ı mutlu etmek istiyorum.
-Virginia Eliza Clemm Poe”






Bunun haricinde bir gün öldüğünde kocasının koruyucu meleği olacağına dair Edgar’a söz verdi.


Fakat bunlar daha iyi günleridir. Dönemin bir diğer kadın şairi Elizabeth F. Ellet, Poe'ya aşık oldu ve Osgood'u kıskandı. Virginia ölüm döşeğinde olduğu için, onu pek kıskanmıyordu. Ellet kelimenin tam manasıyla kindar bir şırfıntıydı, fakat Poe da az şerefsiz değildi ki Osgood’u Ellet ile aldattı. Fakat daha sonra Ellet’in arkasından “onun bu nahoş aşkını küçümseyerek reddettiğini” söyledi. Bunu duyan Ellet küplere bindi ve whatsapp mesajlarını ss alıp ayrıldıktan sonra sevgilisinin burnundan getiren kız edasıyla Edgar Allan Poe’nun kendisine yazmış olduğu aşk mektuplarındaki şiirleri yayımlattı. Bu da yetmezmiş gibi iki manyak olan Poe ve Ellet nefretten doğan yeni bir aşk yaşadılar, Ellet, Poe’nun evinde Osgood’un aşk mektuplarını gördü. Osgood’un evini bastı ve ondan mektuplarını geri almasını, Edgar’ın ona yazdığı mektupları görmesini falan söyledi. Poe ve Ellet kavga etti. Çift ayrıldı. Poe, Ellet’ın ona yazdığı tüm mektupları ona geri yolladı. (Kimin eli kimin cebinde, yemin ediyorum 4 sezonluk Brazilya dizisi garanti!)


                                       Elizabeth F. Ellet


Fakat Ellet, Poe ile uğraşmayı kafasına koymuştu. Hemen asker olan erkek kardeşine, Poe ona mektuplarını geri verdiği halde “Poe’nun ona mektuplarını geri vermediğini” söyledi. Asker kardeş de haliyle Poe’yu öldürmekle tehdit etti. (Ellet tam bir orospusun, seni kız kardeşlik kurumunun dışında tutuyorum.) Poe kendisini korumak için bir arkadaşından tabanca istedi. Fakat arkadaşı da arkadaşmış ha, Poe’ya değil Ellet’e inandı! Poe ve arkadaşı yumruk yumruğa bir kavgaya girdi. Daha sonra ikisi de kavgayı kendilerinin kazanacağını iddia edecekti. (Koskoca şair adamlarsınız, yakışıyor mu lan size?)

Bu arada Edgar’ın bağımlılıkları yeniden başladı. Skandallar yüzünden çalıştığı dergiden de kovulmuştu. Virginia’nın durumu da Ellet yüzünden daha kötüye gidiyordu. Zavallı kadın ölüm döşeğindeydi. Bir rivayete göre parasızlıktan evlerindeki sobayı bile yakamayacak duruma gelmişlerdi, Virginia ısınmak için evin kedisine sarılıp uyuyordu.

Virginia hayata gözlerini yumdu. Acılar içinde ölürken son sözü şu oldu: “Ellet yüzünden! Ellet benim katilimdir!” (Virgina sen de keşke biraz kocanın çükünü sorumlu tutsaymışsın be güzelim ya.)

Osgood'un kocası devreye girerek Ellet'ı, sarfettiği sözler için özür dilemediği takdirde dava etmekle tehdit etti. Ellet Osgood'a "Bayan Poe tarafından bana gösterilen, Poe'nun kendisinin düzenlediği sahte bir mektup olmalı" ifadelerini içeren bir mektup yazarak sözlerini geri aldı. (Kaşar bir de suçu bizim esas Poe çiftine atıyor.) Ellet, olayın Poe "taşkın ve deliliğe meyilli" biri olduğu için yaşandığını öne sürdü. Ellet Poe'nun deliliğine ilişkin dedikoduyu yaydı ki bu dedikodu, Poe'nun diğer düşmanları tarafından da devam ettirildi ve gazetelerde yer aldı. St. Louis Reveille şöyle yazdı: "New York'ta şair ve yazar Bay Edgar A. Poe'nun akıl hastası olduğu ve arkadaşları tarafından Dr. Brigham kontrolünde Utica'daki Akıl Hastanesi'ne yatırılacağına ilişkin bir dedikodu dolaşmaktadır." Skandal ancak Osgood kocasıyla yeniden bir araya geldiği zaman yatıştı.

Virginia Eliza Clemm Poe’nun bilinen tek bir tane resmi vardır. Bu resim de öldükten altı saat kadar sonra çizilmiş bir resmidir.

Virginia Eliza Clemm Poe



Edgar, biricik “Sissy”si anısına çokça şiir yazmıştır. Bunlardan en meşhuru Annabel Lee’dir. (Şiir bir erkeğin dilinden bakire olarak ölen gelinine yazılmıştır.)
Türkçe’ye en iyi çevirisi Melih Cevdet Anday’a ait olan şiir şöyledir (Kırmızı renk yaptığım yerlere dikkatli bakarsanız buram buram Virginia’yı göreceksiniz.) :






“Senelerce, senelerce evveldi;
Bir deniz ülkesinde
Yaşayan bir kız vardı, bileceksiniz ,
İsmi Annabel Lee;
Hiçbir şey düşünmezdi sevilmekten
Sevmekten başka beni…
*
O çocuk, ben çocuk; memleketimiz
O deniz ülkesiydi,
Sevdalı değil, karasevdalıydık
Ben ve Annabel Lee;
Göklerde uçan melekler bile
Kıskanırlardı bizi…
*
Bir gün, işte bu yüzden göze geldi
O deniz ülkesinde,
Üşüdü rüzgârından bir bulutun
Güzelim Annabel Lee;
Götürdüler el üstünde
Koyup gittiler beni.
*
Mezarı oradadır şimdi,
O deniz ülkesinde…
*
Biz daha bahtiyardık meleklerden,
Onlar kıskandı bizi.
Evet! Bu yüzden şahidimdir herkes
Ve  deniz ülkesi…
Bir gece bulutunun rüzgârından
Üşüdü gitti Annabel Lee…
*
Sevdadan yana kim olursa olsun,
Yaşça başca ileri ,
Geçemezlerdi bizi;
Ne yedi kat gökdeki melekler,
Ne deniz dibi cinleri,
Hiçbiri ayıramaz beni senden
Güzelim Annabel Lee;
Ay gelip ışır, hayalin irişir
Güzelim Annabel Lee;
Bu yıldızlar gözlerin gibi parlar
Güzelim Annabel Lee;
Orda gecelerim, uzanır beklerim
Sevgilim, sevgilim, hayatım, gelinim
O azgın sahildeki
Yattığın yerde seni…”


-------


Not: Yazının Virginia ve o hayatta olduğu süre içerisinde yaşanan şeyleri içermesini istediğim için Poe’nun Virginia’dan önceki nişanlısı şair Sarah Helen Whitman’la olan ilişkisine değinmedim. (Onun için To Helen’i yazmıştır.) Ayrıca Poe’nun sonraki hayatına ve ölümüne de değinmedim. Buruk bir aşk yazısıydı, öyle kalsın istedim. İlgilenenler bu konuları da internetten araştırabilir.



Bu da Edgar Allan Poe kankim ile ben.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder