5 Kasım 2015 Perşembe

EN FEMİNİST 10 KADIN SÜPER KAHRAMAN

Merhabalar, merhabalar!

        Şu hayatta beni vuran iki can alıcı noktam var, onu da beni az biracık tanıdıysanız anlamışsınızdır. (Hala anlamayanları yazının başlığını evde düz beyaz bir A4 kağıdına yüz kere yazmalarını istiyorum, belki bir aydınlanma gelir.)

         Efendim, şimdi çizgi romanlar genelde herkesin çok ilgi duyduğu bir alan değildir. Hoş, ben bu memlekette yaşayıp da çizgi roman sevmeyen birini zaten şimdiye kadar görmedim. İki tane fantastik film izleyen Batman tişörtüyle dolaşıyor ve "Kanka ya Batman adamdır!!!" diye triplere giriyor. Fakat ben bu insanlara o kadar kızmıyorum, benim asıl kızdığım kesim aşırı fanboy/fangirl kesim. "Aaaabi ya resmen o sahnede Tony Stark'ın 1969 yılında kullandığı tuvalet kağıdının görünmesi gerekiyordu, koymamışlar abi yaaa" kesimi. Bence her şeyi dozunda bırakmalıyız. Herkesin her şeyi eşit bildiği o zamanları hatırlayın. Hey, sen! Az mı Fox Kids'te Spiderman izleyip evde koltuktan koltuğa zıplamadın? Hulk'ın ilk filmi bir hüsran olsa bile, Toyz Shop'ta satılan Hulk yumruğu eldivenlere hiç mi el sokmadın? Peki ya sen tatlı kız? Hiç mi küçükken X-Men'de Storm'a özenip okul bahçesinde "Şimşeklerrrrrrr" diye bağırmadın? Arkadaşlar gene X-Men'in çizgi filminde falan hiç mi "Gambit ve Rogue öpüşecek de Gambit komaya girecek'' diye romantik heyecanlar yapmadınız?

          Bir tek ben olamam lan... Bir tek ben değilimdir yani...

          Neyse bu birleştirici konuşmamdan sonra listeye girmeden sizinle bir şeyi daha paylaşmak istiyorum. Hiç hayatınızda Bechdel testi diye bir şey duydunuz mu? Bechdel testi, Alison Bechdel tarafından bulunmuş bir testtir. Basitçe anlatmak gerekirse, bir filmin ne kadar cinsiyet eşitlikçi olduğunu anlatıyor. Bechdel testine göre üç unsur gerekli:
1) Bir filmde en az iki kadın karakter olmalı
2) Bu iki kadın birbiri ile konuşmalı
3) Bir erkek hakkında değil, farklı bir konu hakkında konuşmalılar. Burada erkekten kasıt illa aşk ilişkileri falan olmak zorunda değil. Yani "Elektra, yavaşça Matt'e döndü ve 'Natasha başının dertte olduğunu söyledi Matt...' dedi" gibi bir sahnenin olması bile yeterli. http://bechdeltest.com/ adresine de bakarsanız ister Marvel olsun, ister DC, çoğu süper kahraman filmi burada patlak veriyor. 

           Çok da şaşırmamak gerek. Ne yazık ki çizgi roman çoğunlukla erkek okuyucu kitlesine sahip bir tür, filmler de daha çok erkeklerin ilgisini çekiyor. Yazarların da büyük kısmı erkek. (Kadın sayısı az değil, genele vurunca az.). Bir de insanların kafasındaki "kas yığını güçlü erkek algısı" var. Mehhhhh! Fakat buna rağmen çizgi romanlar çok güçlü, çok özel, ikon olan kadın karakterlere sahip. Ben de kendimce, tamamen kendi özel fikrimce bir liste yaptım. Bu arada, bilirsiniz ki DC sevmiyorum. Tarafsız olmak için onlardan da koydum ki burada bana alkış! Buyrunuz!

10) Raven

Kim derdi ki Morlu arkadaşınız DC'den bir karakter hakkında konuşacak... Hayat işte. Ama çok da şaşırmamak gerek aslında, Raven'ı sevmeyen yoktur. Babası iblis, annesi insan olan bu güzel hanımefendi, boyutlar arası geçiş yapabilmekte. Acıyı ve yaraları tedavi edebilir, insanları manipüle edebilir. Arada bir kafayı kırıp "Welcom to the dark side" moduna girer ama babası iblis olduğu için doğal karşılıyoruz.

9) She Hulk
She Hulk'ı bilmeyen yoktur. Aslında kendisi benim favorilerimden ama dokuz numaraya koymamın sebebi zaten var olan bir karakterin "Ulan bunun bir de dişisini yapalım hem seksi falan olur çok tutar" düşüncesi ile oluşturulması. Neyse, Jennifer Walters (She Hulk), Bruce Banner'ın (artık bunun kim olduğunu biliyorsunuzdur...) kuzenidir. Kendisi avukattır, bazen maceralarda Daredevil kankisi ile takıldığını görürsünüz. Bir gün kuzeni Bruce, kendisini ziyarete gelmiştir. Kendisi de o sırada bir cinayet davası üzerinde uğraşmakta, bir suçluyu savunmaktadır. İşte müvekkilinin öldürdüğü adamın adamları evi basar, bu hatuna ateş ederler. Bruce "Kuzenim ölemez!" triplerine girer. Kan versem mi vermesem mi bir çekincede kalır. Sonra koy göte rahvan gitsin ben kuzenimin yaşamasını istiyorum sokarım gama radrasyonuna, beni öldürmediyse onu da öldürmez bizim aile dayanıklı demek ki diye düşünerek kendisine kan verir. Sonra da olay yerinden uzaklaşır. Garibim Jennifer hastane odasında uyanır, onu öldürmek isteyen adamlarla karşılaşır, atara gelir ve She Hulk olur. Fakat şansına ablamız, kuzeni gibi Hulk'a dönüşünce "Hulk smash!" olayına girmemiştir, aklı fikri hep yerindedir yani.

Kendini normale döndürebildiği halde böyle olmayı seviyor. En sevdiğim sözü: İyi bir avukat asla şansa ihtiyaç duymaz! (Acaba neden en sevdiğim sözü... Hmmm...)

Bu da benden size bir güzellik:https://www.youtube.com/watch?v=aTr3gClwArQ

8) Psylocke
Mor saçlarına, mor enerjine kurban... Hem Asya kökenli (aslında bu onun gerçek bedeni değil diyorlar ama o konu hakkında çok bilgim yok, okumadım.) , hem mor sevdalısı, hem de hayvanlar gibi dövüşüyor. İnsan olarak yatıp Psylocke olarak uyanmak istiyorum ulan. Yeter artık! Hayır ninja falan olması yetmezmiş gibi zihin de okuyabiliyor. Bir çoğunuz benim yazdığım bu yazıyı okumaya üşeneceksiniz şerefsizler ya. Telekinetik yetenekleri de var. Kötü enerji falan da büküyordu sanırım. AMİN BİSMİLLAH DEYİP KOŞUŞTURMAK İSTİYORUM EVDE ŞU AN YA...
Hala bilmeyen kaldı mı, pek sanmam ama, yeni X-Men filminde göreceğiz kendisini. Daha önce Last Stand'de görülmüştü, onu ona bağlarlar mı ne yaparlar orasını bilmiyorum...

7) Captain Marvel (Bizim oralarda Ms Marvel da derler) (Sürüyle var bunlardan ben iki tanesini ele alacağım: Carol Danvers ve Kamala Khan)

Sevgili bayanMorluSiyah, neden üç yüz elli milyon tane Ms. Marvel var, neden adı Ms. Marvel'ken Captain Marvel oldu diye sorarsanız açıklayamam. Cidden bilmiyorum. Ama karakterleri tanıtabilirim. Bildiğim kadarıyla ilk Captain Marvel Carol Denvers, şu sarışın ablamız. Kendisi eski NASA güvenlik şefi, uzaylı Kree ırkı üzerinde deneyler yapıyor ve insan üstü güçler kazanıyor. Uçabiliyor, isterse bir binayı komple yerinden kaldırabiliyor vs. Eskiden böyle siyahlı, seksi bir kıyafeti vardı ki, sonunda artık normal bir insanın dövüşebileceği kıyafetlere geçiş yaptı. Hayır ben anlamıyorum şu mayo ile dövüşme olayını zaten. Neyse. X-men'den Rogue'u hatırlarsınız. Kendisi bir savaşta (Tabii o zaman kötülerin tarafında Mystique'e "annişko" dediği yıllar) bu ablamıza bir yapışıveriyor. Ne kadar gücü varsa emiyor Allah emiyor. Tabii bu Rogue hep biraz maldır, gücünün sınırını ayarlayamaz, vur dersin komaya sokar ya Carol'ın ne kadar anısı varsa onu da emiyor. Sonra işte klasik koma. 

Size bir güzellik (Ms Marvel mayosu da ektedir) : https://www.youtube.com/watch?v=O8k7hlN5l9w

Şimdi gelelim Kamala Khan'a. Pakistan kökenli bir Müslüman, Amerika'da yaşıyor. Video oyunlarına ve çizgi romanlara meraklı. Etnik kökeni yüzünden dışlanıyor. Pek fazla arkadaşı yok (Bir tane Türk arkadaşı vardı yamulmuyorsam. Yamuluyorsam düzeltin.). Okul arkadaşlarının düzenlediği bir partiye (ailesi izin vermese de kaçarak) gidiyor. Sonra orada herkes bu kıza bir güzel gömüyor. Ayşecik filmlerinde partiye köylü kıyafetiyle giden Ayşecik misali gömüyorlar Kamala'ya. Sonra ortada bir anda Samanyolu TV sisleri beliriyor. Sisin içinden Captain Marvel çıkıyor. Ona ne istediğini, neden mutsuz olduğunu soruyor. O da sana benzemek istiyorum (kim istemez ki zaten) falan tarzı bir şeyler diyor. Captain Marvel da onu kendine dönüştürüyor. 

İlk siyahi kadın süper kahraman da Captain Marvel'ın bir versiyonuymuş. Ama onun hakkında bir fikrim yok, hayat çok acayip gerçekten...

6) Blackwidow
Ayıp artık ya, bunu da açıklamıyorum artık... 

5) Red Sonja


"Bu kadındaki kostüm heteroseksüel bir kadını bile azdırır, bunun neresi feminist!" diye bağırınmadan evvel sakin olalım. 
Red Sonja son derece güçlü bir savaşçıdır. Conan'ın sevgilisidir, ama aralarındaki şey tam anlamıyla aşk diyemem. Biraz Batman ve Cat Woman gibi. Ne yardan ne serden kafası yani. Neyse, yüz kişilik bir erkek asker ordusunu teker teker kılıçtan geçirip, bu mücadeleden bir çizik almadan kurtulabilir. Hikayesi de ilginçtir. 17 yaşındayken köylerine gelen bir grup manyak Sonja'nın ailesini öldürür, bütün köyü darmadağın eder ve Sonja'ya da tecavüz eder. Sonja bir şekilde ellerinden kurtulmayı başarır. Bir Tanrıça yaşadığı bunca acılardan sonra intikam alması için ona yenilmezlik gücü bahşeder.

Bir başka versiyonda ise Red Sonja hala bakiredir. Kendisini yenen ilk erkeğe bekaretini verecektir. Bir erkeğe bağlanmak, bir erkeğin onun bedeni hakkında söz sahibi olması olası bir şey değildir, "madem öyle olacak o zaman bu adam benden nitelikli olmalı" düşüncesi vardır. "Zaten nasıl olsa kimse beni yenemez!" düşüncesi vardır. ASIN ULAN BALKONLARA RED SONJA BAYRAKLARINI, ASIN!
Hatta kendine "Yav verdiğin bu karar ne gel şu çalıların ardında on dakikalık iş eheheh hem evleniriz lan valla söz" tarzı salaklıklar yapan (Tamam tam olarak böyle değil ama olsun) erkeklere de "Canım ben bir kısrak gibi gelmişim dünyaya, bu saatten sonra nah evde oturur çocuk büyütürüm." tarzı cevaplar falan verir. 

4) Elektra
Ayrı bir manyaktır ama çok severim. Ninja suikastçidir kendisi. Babası Yunan bir diplomattı. Matt Murdock (Daredevil) ile aynı okula gidiyorlardı, Matt hukuk, kendisi siyaset okuyordu. Sevgiliydiler. Kendisi pek deli divane gözükmese de ben Elektra'cığımın içini bilirim, içi gidiyor hala Matt'e. Matt de sorsan aşık değilim der ama bir kere karşılaşmaya görsün hemen "Keşke o gece o odadan hiç çıkmasaydık Elektra..." moduna girer. Babası bir suikaste kurban gidince Elektra feci depresyona girer. Matt'i ve Amerika'yı terk ederek Japonya'da dövüş sanatlarına adar kendini. Orada Matt'in de ustası olan Stick ile tanışır. İçindeki bitmez kin ve nefret yüzünden Stick ona eğitim vermeyi bırakır. İyice dellenen Elektra bir suikast örgütüne katılır. Mükemmel bir suikastçi olur ama bu sefer çalıştığı örgütün kanun dışı hile hurda olayları onu bezdirir ve tekrar kaçar. Bir olaylar sonucu yolu Daredevil ile keşişir. Onun Matt olduğunu anlar. Matt tabii sevdiği kadının bir ölüm makinesine dönüşmesine baya karşı çıkar ama sonuçta birbirlerine aşıktırlar. Tam her şey güzel olacak derken Elektra, Matt'in baş düşmanı olan Kingpin'in baş suikastçisi olur. Matt'i psikolojik olarak yıkmak isteyen Kingpin, Matt'in ortağı ve can dostu Foggy'nin ölmesini ister. Elektra onu öldürecekken bunu yapmaktan vazgeçer ve onu bağışlar. Kingpin de "Vay orospuya bak sen..." der ve eski baş suikastçisi Bullseye'ı geri çağırır. "Git şu amına kodumun karısını öldür." diye emir verir bir de şerefsiz. Sonra ne mi olur çocuklar? Elektra ölür. Böyle Matt de onun cesedine sarılıp, "Açaydım kollarımı gitme diyeydim Japonya'ya..." tarzı ağlar, ah canım benim... Ama Marvel evreninde ninjalar ölmez pek. Bu kızı ninja vari büyülerle falan dirilttirler. Dirilince de yeniden hayatın anlamını anlamak için Matt'i terk eder. Hala arada sırada hobi olarak Matt'i terk ediyor.

3) Catwoman
Yani belki kahraman değil ama bir anti kahraman bence... Hakkını yemeyiniz. Kendisini çokça severim. Yani her şeyden önce o bir kedi, ayrıca Batman'den ne kadar nefret ettiğimi hesaba katarsanız kendisinin Batman'i ikide bir bok çuvalı gibi bırakıp mala bağlatması çok hoşuma gidiyor. Kendisi eskiden çekingen, ensesine vur lokmasını al bir tipken patronu kendisine bir kazık atıyor. Yetmiyor, manyak bir de bunu camdan atıyor. Sonra düştüğü yerde çevresine toplanan kediler yüzüne pıhlıyor. (Bkz: Kedi pıhlaması) Sonra ablamız kedi özellikleri alıyor. Ani bir özgüven, bir seksilik geliyor. 

Sinemada sırasıyla Michelle Pfeiffer, Hale Berry ve Anne Hattaway tarafından canlandırıldı. Nolan seven ve Nolan'a laf söyletmem diyenler gitsin şimdi, bence sinema tarihinin en seksi, en güzel ve en kafadan kontak kedi kadını Michelle Pfeiffer'ın hayat verdiğidir. Çünkü bence bir insanın içindeki eski "ben"i öldürmesini bundan güzel canlandıran yok ahhhh:


2) Mystique

Kendisini bilmeyen yok. Çokm güçlü, yılmaz ve yıldırılamaz bir karakter. Evet, görüntüsü ile ilgili çok sorunlar yaşadı, fakat şu bir gerçek ki hayat mutantlar için hiç kolay değil! Hele Mystique gibi çok yaşlı bir mutantsanız. Evet, Mystique çok yaşlı, genleri yaşlanma hızını düşürüyor ve hep genç gözüküyor ama yaşı tam olarak bilinmemekte. Dünya var olduğundan beri olabilir yani. Filmlerde ne kadar Magneto'nun maşası gibi gösterilse de aslında kendisine ait bir çetesi de olmuştur, dişi aslanlar misali güzel de yönetmiştir o çeteyi. Biraz dengesizdir. Örneğin Rogue'u sokaklarda yapayalnız bulunca kankisi Destiny (Kör falcı kadın, geleceği falan görüyor, gücü bu. Aralarında biraz lezbiyen bir ilişki olduğu söylenir ama okumadım, bir şey diyemem.) ile beraber onu evlat edinir. Fakat Azazel'den olan kendi oğlu Nightcrawler doğunca onun bir ucube olduğunu, ucubeler için de hayatın ne kadar zor olduğunu bildiği için nehre atar. Tamam dengesiz, yılların yorgunu falan ama özünde iyi bir insandır. Yani şey, tamam, Charles'ın yaptığı onca iyiliği unutmuş da olabilir ama... Güçlü mü güçlü be. Bir de filmde şöyle bir sahne vardı. Nightcrawler yanına geliyordu (filmde aile ilişkilerine değinmemişler) "Duydum ki herkesin kılığına girebiliyormuşsun , sesine kadar, peki neden o zaman kendine seçtiğin bir kılıkla yaşamıyorsun?" diyordu. Ve Mystique "Çünkü böyle olması gerekmiyor..." diyordu. Kendisi olduğu için artık daha fazla utanmak istemiyor!
Kılığına girdiği kişinin DNS'ını komple alıyor. Parmak izine kadar her şey yani, çabuk iyileşebiliyor. Filmlerde cıbıldak gezse de aslında çizgi romanlarda giyiniktir. Bir de eşyaların şeklini alamaz, alırsa bu organlarına zarar verir.

1) Wonder Woman
Doğruyu söylemek gerekirse benim bir numaram değil. Fakat yaşına hürmeten kendisini bir numaraya oturtmak gerekiyor. Ayrıca, tarihteki ilk kadın süper kahraman değil belki ama (İlki Fanthom diye bir kadın) "Neden hep kadınlar bir köşede ağlayıp kurtarılmayı bekleyen kişi oluyor be!" düşüncesiyle yaratılmış ilk kadın karakter. Muhtemelen vizyona girecek yeni filmi de leş gibi olacağı için son bir saygı duruşu yapalım. Kendisi bir Amazon prensesidir. Yanlış hatırlamıyorsam annesi kilden heykelini yapar, sonra bu kil heykelin canlanması için çok dua eder, Amazon tanrıları da bu sesi duyar ve ablamıza hayat verir. Uçabilir, yükseğe sıçrayabilir, kurşun geçirmez, bileklikleri ile her şeyi geri tepebilir, belindeki doğruluk kementi ile bir kişiyi yakaladı mı bülbül gibi şakırtır falan. Bu kement ayrıca kendisine her zaman doğruyu ve ahlaklı olanı görmesinde yardım eder. (Bu kadar doğru ve ahlaklı iken neden Superman'in Louise ile sevgili olduğunu bile bile yürür onu sakın sormayın, bilmiyorum.) Arada Batman ile de bir şeyler yaşamışlığı var ama Batman'in sevgili olmadığı karakterler listesi çıkarsak daha kolay zaten. Genel olarak her zaman hanım hanımcık olmasının yanı sıra her zaman güçlüdür. Zaten bu yüzden bir feminist ikondur kendisi. 


Efendim, benden bu kadar. Sonra görüşürüz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder